Kendini hiç böyle yararsız hissetmemişti. Bu duyguyu bir türlü içinden atamıyordu. Mutsuz ve karamsardı. Aşırı kilo bir yana resmen obezdi. Bir altmış beş boy ve yüz yirmi kiloydu. Oysa bir zamanlar böyle değildi. Ne oluyordu? Sonunda kendini değiştirmeye karar verdi, kendini sevmemesine neden olan kilolarından kurtulacak yeni bir hayata başlayacaktı. Çok sevdiği bir iş vardı fakat bir türlü cesaret edemiyordu. Bu iş konusunda da bir şeyler yapmaya karar verdi. Bundan sonra ne yapmalıydı. Bir çok insanın yaptığı gibi hemen sıkı bir rejime başlamadı. Sorununun yeme içmeyle ilgili olmadığının farkındaydı ve bunu ancak kendine yeni bir yol gösterecek çalışmayla yapabilirdi.
O yaşamında köklü bir değişiklik yapmak istiyordu ve yaşam koçlarının bu konuda yardımcı olabileceğini biliyordu. Ve bir yaşam koçundan destek almaya başladı. Seanslar güzel gidiyor her seansta biraz daha rahatlıyordu. Yaşam koçu öyle sorular soruyordu ki, adeta zihninde ampuller yanıyordu. Ve istediği o iş için çalışmalara başlamıştı. Ancak bu arada asıl istediği işin takı tasarımı olduğunu fark etti. ve bu konuda çalışmaya başladı hatta iki üç yer tasarımlarını beğendi, onlarla işbirliği içine girdi. Seanslara azimle devam ediyordu bununla birlikte kilo problemi henüz çözülmüyordu. Bir hastaneye gidip gerekli testleri yaptırdı. Hiç bir sorun yoktu. "Kendimi mi kandırıyorum acaba?" diye sormaya başladı kendi kendine. Koçu bu konuda kesinlikle bir tavsiye de bulunmuyordu. Sadece bir an o farkındalığı da yaşayacağını ve her şeyin çözümleneceğini söylüyordu. İnanıyordu koçuna ama gene de bazen içinde bir "acaba boşa mı çabalıyorum, ben böyleyim işte" sesini susturamıyordu.
Hayli yol katetmişti bununla birlikte istediği o huzuru henüz yakalayamamıştı. Ve bu yüzden de ikili ilişkilerden kendini geri çekiyordu. Sonra bir gün tam da koçunun dediği gibi bir ampul yanıverdi zihninde. Oysa anlamsızdı. Eski eşiyle ilgili bir olayı anlatırken, bir anda oldu. Bir zamanlar çok kızmıştı eski eşine (sebebini açıklamıyor) ve "Sana öyle bir şey yapacağım ki, bana bir daha hiç arzu duymayacak ve istemeyeceksin" diye yoğun bir duyguyla yemin etmişti. Ve o günden sonra sürekli kilo almıştı. "Ama bu saçma" diye düşündü, eşinden ayrılalı neredeyse beş yıl oluyordu ve kilosunda hiç değişim olmamıştı. Koçuyla birlikte bir kaç çalışma yaptılar ve o duyguyu hemen hemen tamamen bıraktı. İnanılmaz bir huzur içini kaplamıştı ve sonraki günler artık eski kilosuna yavaş yavaş dönme günleriydi. Artık yeme içme alışkanlığı kendiliğinden değişmeye başlamıştı, kendine yarar yiyecekler konusunda bilgisini arttırıyor, beslenmesini ona göre yapıyordu. O çok arzu ettiği ilişkilerde hayatına girmeye başladı.
Duygusal yoğunlukla yaşanan şeyler kişide keskin değişimler yaratır. Ve birey bu duygularla baş edebilmek için bunların üstünü kapatır ve yok sayar. İstek ve arzularımıza ulaşmak için; bu oluşan olumsuzluğun farkındalığı ve serbest bırakılması gerekir. Kişinin kendi öz bütünlüğüne geri dönmesi kadar huzur veren bir duygu olamaz. Varoluşumuzla mükemmeliz ancak bunu zamanla unutuyoruz. Bu özümüz olan mükemmele dönüşümün önündeki engelleri kaldırdığımızda, istediğimiz her şeyin zaten var olduğunu görecek ve tek yapmamız gerekenin onu seçip kabul etmek olduğunun farkında olacağız.
Yaşamınızdaki değişimin büyük çalışmalar sonucu geleceğini sanmayın, bu belki de yaşamınızın bir anında olumsuz bir duyguyla yarattığınız iç engelin kalkmasıyla gerçekleşebilir. Yeter ki kendinize o şansı tanıyın ve olumsuzluğu değiştirmeye karar verin.
Not: Danışan kilo problemiyle geldiğinde gerekli tüm tıbbi tetkikleri defalarca yaptırdığını ve kilo veremediğini söylemiştir. Fizyolojik bir rahatsızlıkta tıbbi müdahalenin gerekliliği atlanmamalıdır. Hikaye danışanın izni alınarak yazılmıştır.
Saygı ve Sevgilerimle
Ayhan PEKŞEN
Kişisel Gelişim Profesyoneli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder